14 Haziran 2009 Pazar

Umurumda değil

Stephen King' in romanından uyarlanan, Frank Darabont' un yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman' ın ustalıkla yer aldığı The Shawsank Redemption filminin bir sahnesinde, Red, 3. kez şartlı tahliye kurulunun karşısına çıkar.

- Benden ne öğrenmek istiyorsun genç adam? Islah olup olmadığımı mı? Yıllardır buradayım ve ne bir kavgaya giriştim, ne bir olay çıkardım. Evet, ıslah oldum ve toplum için artık tehdit değilim. Yine de kimin umrunda? Bas reddi gitsin!

Bu sözlerinden sonra Red şartlı tahliye edilir, özgürlüğüne kavuşur. İnanmıştır o, değerlerine bağlı kalmış, iyi niyetli biçimde yaşamıştır.
Ortaokuldan mezun olup liseye geçtiğimiz dönemde hala tazeliğini koruyan hayallerimiz vardı. Bizleri canlı tutardı onlar, bize güç ve cesaret verirdi. Ne olduysa kanunen büyüdüğümüze karar verildikten sonra oldu. Önümüze tonlarca sevmediğimiz ders, kibir ve zorunluluk serildi.
Anladık ki, çalışmak ve istemek yetmiyor. Tüm o ciddi bölümlerin kapısını matematik denen sevimsiz ders kilitlemişti.
Anladık ki, aşık olmak yetmiyor, aşık olduğumuz kızlar bize bakmıyordu, bize bakanlaraysa biz gözlerimizi çevirmiyorduk.
Anladık ki, üniversite için askerlik belgesi almak için gittiğimiz şubede, memurun bize bağırma hakkı vardı.
Biz, asla biz olamamıştık. Bir tek temiz dünyamız kalmıştı, o da hayallerimizin yaşamaya çalıştığı bir coğrafyaydı. Sevimsiz dünyada ise, statüsüz, aşksız, hayalsiz birer robottuk. ' Umurumda değil ' demeyi öğrettiler bize, gözlerimizin doya doya izlediği hayatın renklerini yutan tüm sevimsizlere çok teşekkürler (!)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder