16 Temmuz 2009 Perşembe

Karanlık şövalye

Amacının ne olduğunu bilmez zannedilir hep. Görüntüsü, rüzgarın sürüklediği bir yaprak gibidir. O derece hüzünlü ve zayıf görünür. Yakından bakıldığında sert bir şeyler taşıdığı belli olur oysa, gözlerinin altındaki siyaha çalan çizgilerde, çatık kaşlarında, gözbebeklerinin derinliklerinde anlam arayan bir şeyler vardır.
Uykusuz geceler geçirmiştir, hata yapmıştır, kalp kırmıştır, terketmiştir, terkedilmiştir. Ama asla hayatı ve insanları sevmeyi bırakmaz, belki kendini tüm aksiliklere karşı sert bir ifade zırhının ardına gizlemiştir ama bu korumanın tek amacı hayata devam etmektir. Yoksa şövalye ünvanını boşa taşımış olur.
Süslü ve zengin giyinmez o, herkes gibidir, metroda bacak bacak üstüne atarak oturan yabancı, pazar torbaları taşıyan yaşlı amca, uzaklara dalıp gitmiş dalgının içinde, kalbindedir. Yer ve yön duygusundan, geçmişten ve gelecekten bağımsız, şimdinin aşkını cesaretle taşır. Umut eder ancak umudun kendisine hükmetmesine izin vermez. Bilir ki güç mütevazilik olmazsa kibri davet eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder